Akarsular ve Akarsu Şekilleri
A K A R S U L A R
Akarsu, belirli bir yatak içinde sürekli veya en az bir mevsim boyunca akan sudur.
Akarsuyun doğduğu yere kaynak, döküldüğü yere ağız denir.
AKARSU HAVZASI
Bir akarsuyun sularını topladığı ve boşalttığı bölgeye denir. Havzası en geniş olan akarsu Amazon'dur. Türkiye akarsularının havzası genelde dardır. Sebebi; yer şekillerinin engebeli olmasıdır.
AÇIK HAVZA
Sularını denizlere kadar ulaştırabilen akarsu havzalarıdır. Türkiye’deki başlıca büyük akarsular buna örnektir.
KAPALI HAVZA
Sularını denizlere kadar ulaştıramayıp kuruyan veya göle dökülüp kalan akarsulardır.
Kapalı havzaların oluşmasında; yer şekillerinin oluşumu ve iklim etkilidir.
Kapalı havzalar, genellikle iç kesimlerde ve kurak iklim bölgelerinde görülür. Açık havzalar ise kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür.
Türkiye’deki başlıca kapalı havzalar; Van gölü, Tuz gölü, Göller yöresi, Konya ovası, Eber kapalı havzası gibidir.
Aras ve Kura akarsularımız döküldükleri Hazar Denizi'nde (Dünyanın en büyük gölü) kapalı havza oluştururlar.
SU BÖLÜMÜ ÇİZGİSİ
Bir akarsuyu komşu akarsu havzasından ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir.
Su bölümü çizgisi genellikle dağların en yüksek kesiminden geçer. Su bölümü çizgisi, kalkerli arazilerde,kurak bölgelerde ve bataklık alanlarda belirsizdir. İki ülke arasındaki doğal sınır dağlar ise orada sınır çizgisi su bölümü çizgisinden geçer. Örnek: Türkiye-İran sınırı
TALVEG ÇİZGİSİ
Bir akarsu yatağının en derin noktalarını birleştiren çizgiye denir. Burası aynı zamanda akarsuyun en hızlı akan kesimidir.Türkiye-Yunanistan sınırını Meriç nehri çizmektedir. Burada da sınır çizgisi talveg çizgisini takip eder.
A K A R S U L A R D A A K I M ( D E B İ )
Akım, akarsu yatağının herhangi bir kesitinden 1 sn.de geçen su miktarıdır. m ³/sn olarak ifade edilir. Akımı en yüksek olan akarsu Amazon dur. Türkiye’de ise Fırat tır.
AKIMDA ETKİ FAKTÖRLER
-
Havzaya düşen yağış miktarı,
-
Yağış türü (kar veya yağmur)
-
Havzanın genişliği,
-
Araziyi oluşturan taş ve tabakaların geçirimliliği,
-
Sıcaklık : Sıcaklığın arttığı dönemlerde buharlaşma artacağından dolayı o dönemde akım düşmesi olur.
-
Havzadaki dağların kar ve buzları,
-
Beşeri faktörler: Akarsulardan sulama amacıyla yararlanılması
-
Akarsu yatağı çevresindeki bitki örtüsü: Akarsu yatağı çevresinde sık ve gür orman örtüsü var ise yağışlardan hemen sonra akım yükselmesi olmaz
-
Yer altı suları ve kaynakları: Akarsu bol sulu kaynaklarla besleniyorsa akımı sürekli yüksek olur.
AKARSU REJİMİ
Akarsuyun akımında yıl boyunca meydana gelen değişikliğe akarsu rejimi denir.
Etkili Faktörler
-
Yağış rejimi (en fazla etkili olan faktördür): Yağış rejimi ile akarsu rejimi benzerlik gösteriyorsa, akarsuyun beslenmesinde daha çok yağmur suları etkili olmuştur.
-
Yağış türü ( Kar veya yağmur): Akarsuda akım yükselmeleri daha çok sıcaklığın arttığı dönemde gerçekleşiyorsa, kar erimeleri etkilidir.
-
Sıcaklık şartları
-
Havzanın genişliği: Aynı iklim bölgesinde geniş olması sadece akımı etkiler. Farklı iklim bölgelerinde geniş ise rejim daha düzenli olur.
-
Akarsu yatak eğimi: Eğimin fazla olması rejimin düzensizliğine yol açar
REJİMLERİNE GÖRE AKARSULAR
1.DÜZENLİ REJİMLİ AKARSULAR
Yıl boyunca akım değişikliğinin az olduğu akarsulardır. Örnek: Ekvatoral ve Ilıman Okyanus iklimlerindeki akarsular. Bu akarsular yıl boyunca enerji üretmeye, ulaşıma, sulama ve içme suyu elde etmeye elverişlidir.
2. DÜZENSİZ REJİMLİ AKARSULAR
Yıl boyunca akım değişikliğinin fazla olduğu akarsulardır. Yağış rejimi düzensiz olan iklimlerde görülür. Türkiye akarsuları genelde bu şekildedir.
BESLENME KAYNAKLARINA GÖRE AKARSU REJİMLERİ
1. Yağmur Sularıyla Beslenen Akarsular
Ülkemizde Akdeniz iklim özelliklerinin görüldüğü alanlardaki
2. Kaynak Sularıyla Beslenen Akarsular
Ülkemizde özellikle kireç taşlarının yaygın olarak bulunduğu alanlarda görülen akarsular bu tip rejime sahiptir. Genellikle düzenli akışa sahiptir. Örnek: Manavgat Çayı gür karstik kaynaklarla beslendiği için Akdeniz’deki diğer akarsulara göre daha düzenli akıma sahiptir. Ayrıca Düden Suyu ve Köprü Çayı da kaynaklarla beslenen akarsulara örnektir.
3. Kar ve Buz Sularıyla Beslenen Akarsular
Kaynağını , kar yağışlı yüksek dağ alanlarından alan akarsularda, bu rejim tipi görülür. Dolayısıyla karların eridiği sıcak aylarda akım yükselmesi, kar yağışının olduğu kış dönemlerinde ise akım düşmesi görülür.
4-Karma Rejimli Akarsular
Sularını farklı iklim bölgelerinden toplayan akarsulardır. Bu akarsularda yıl içinde birden fazla akım yükselmesi olabilir.
Yurdumuzun büyük akarsuları genelde karma rejimlidir. Çünkü kısa mesafede iklim değişmeleri görülür. Başlıcaları Fırat,Dicle, Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Seyhan ve Ceyhan’dır
5.Gölden Çıkan Akarsular
Göllerdeki fazla sular yağışlı dönemlerde bir başka havzaya , akarsuya veya göle ulaşır.
AKARSULARIN ŞEKİLLENDİRİCİ ETKİLERİ
Akarsular; çöller, kutup bölgeleri ve yüksek dağların üst kısımları hariç yer yüzünde şekillendirici etkisi en fazla olan dış kuvvettir. Akarsular bu işlevlerini aşındırma ve biriktirme yollarıyla gerçekleştirir.
AKARSULARDA AŞINDIRMA
Kimyasal aşındırma: Akarsuyun geçtiği yerlerdeki kolay eriyebilen kayaları eriterek beraberinde taşıması olayıdır.
Mekanik aşındırma: Akarsuların geçtikleri sahalarda kazarak, kopararak yaptıkları aşındırmaya denir. En yaygın aşındırma şeklidir
MEKANİK AŞINDIRMADA ETKİLİ FAKTÖRLER
-
Akarsu yatak eğiminin ve akış hızının fazla olması,
-
Akarsuyun akımının yüksek olması,
-
Akarsuyun yük miktarının fazla olması,
-
Akarsuyu yatağı çevresindeki bitki örtüsünün cılız olması
-
Akarsu yatağındaki kayaların kolay aşınabilir olması mekanik aşındırmayı artırır.
Akarsularda aşındırma daha çok ağızdan kaynağa doğru olur. Buna geriye aşındırma denir. Akarsu bu işlev sırasında , yatağını derine ve yana doğru aşındırır. Eğimli yamaçlarda daha çok derine aşındırma yaparken, eğimin az olduğu yerlerde yana aşındırma yapar.
Not
Denize dökülen bir akarsu yatağını en son deniz seviyesine kadar aşındırır. Buna taban seviyesi (genel kaide seviyesi) denir. Göle dökülen akarsu da yatağını en son göl seviyesine kadar yapar. Buna da yerel kaide seviyesi denir.
Akarsuların yatağını ağızdan kaynağa doğru geri aşındırarak düzleştirmesiyle oluşan iç bükey eğriye denir.
Türkiye akarsuları denge profiline ulaşmamışlardır. Sebebi : Türkiye’nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasıdır.
DENGE PROFİLİNE KAVUŞAN AKARSUYUN ÖZELLİKLERİ
-
Yatak eğimi azdır.
-
Akış hızı ve enerji potansiyeli azdır.
-
Aşındırma gücü azalmıştır.
-
Taşımacılığa elverişlidir.
A K A R S U A Ş I N I M Ş E K İ L L E R İ
1.VADİ
Akarsuların aşındırarak içinde aktığı , sürekli inişi olan yatağına denir.
Vadi Tipleri
a-ÇENTİK VADİ ("V" BİÇİMLİ)
Akarsu yatak eğiminin fazla olduğu alanlarda derine aşındırmanın etkisiyle oluşurlar. Türkiye'de en fazla görülen vadi şeklidir.
b-BOĞAZ VADİ
Akarsular tarafından dağların enine yarılması sonucu oluşan ve profilleri “u” harfine benzeyen vadilerdir. Türkiye’de en fazla Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde görülür. Kıyı ile iç kesim arasında önemli geçit yollarıdır.
c-KANYON VADİ
Daha çok karstik arazilerde oluşan derin ve dik yamaçlı vadilerdir. Boğaz vadilere benzerler. Ör: Göksu vadisi ve Köprülü kanyonu.
Türkiye'nin en büyük kanyon vadisi Uşak'ta Ulubey Kanyonu'dur.
Dünyanın en büyük kanyonu ise A.B.D’de Colorado ( Büyük Kanyon) kanyonu’dur.
d-TABANLI VADİ
Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda yana aşındırmanın etkisiyle oluşur.Ör: Ege Bölgesi akarsu vadilerinde olduğu gibi.
2.MENDERES (BÜKLÜM)
Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda , akarsuyun büklümler yaparak akması sonucu oluşurlar.
Akarsularda menderes olayı en fazla Ege Bölgesi'nde görülür.
MENDERES (BÜKLÜM) YAPAN AKARSUYUN ÖZELLİKLERİ
-
Yatak eğimi azdır.
-
Akış hızı ve enerji potansiyeli azdır.
-
Aşındırma gücü azalmıştır.
-
Akarsuyun uzunluğu artmıştır.
-
Sık sık yatak değiştirir.
-
Hem aşındırma, hem de biriktirme yapar.
3.PERİBACALARI
Volkanik arazilerde ( kalın tüflü arazilerde)
4.KIRGIBAYIR (BADLAND: Kötü Arazi)
Eğimin fazla , bitki örtüsünün seyrek olduğu milli, tüflü arazilerde sel sularının araziyi çok sık bir şekilde yarması ile oluşan yer şekilleridir.
En fazla İç Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde görülür. Bu tür arazilerde tarım yapma imkanı yoktur.
5.DEV KAZANI
Akarsuların şelale şeklinde aktığı yerlerde, suların düşme alanında aşındırma ile oluşan çukurluklara denir. Ör: Manavgat, Kurşunlu, Düden şelalelerinde olduğu gibi.
6.PENEPLEN (YONTUK DÜZ)
Yer şekillerinin deniz seviyesine kadar aşındırılması ile ortaya çıkan hafif dalgalı düzlüklerdir.
Türkiye’de ova ve platoların yüksekte kalmasının sebebi: III. zaman sonlarında peneplen haline gelen yerlerin tekrar yükselmiş olmasıdır.
7.PLATO
Akarsular tarafından derince yarılmış yüksek düzlüklere denir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür.
İç Anadolu Bölgesi: Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Bozok, Uzun yayla.
Akdeniz Bölgesi: Taşeli ve Teke platoları (Karstik arazi üzerinde oluşmuşlardır.)
G.Doğu Anadolu Bölgesi: G. Antep ve Ş.Urfa platoları
Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum-Kars platoları (Volkanik arazi üzerinde oluşmuşlardır.)
Ege Bölgesi: Yazılı kaya platosu (bir kısmı İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır.)
Marmara Bölgesi: Çatalca-Kocaeli Platoları
A K A R S U L A R D A B İ R İ K T İ R M E
Akarsu Biriktirmesinde Etkili Olan Faktörler
-
Yatak eğiminin azalması (en fazla etkili ).
-
Akış hızının azalması.
-
Akımın düşmesi.
-
Yük miktarının artması.
Akarsu yatak eğiminin azaldığı yerde biriktirme işlemi başlar.
Akım yüksek iken çakıl gibi iri maddeler birikir. Kum-mil birikmesi olmaz. Akımın düştüğü yerlerde veya dönemlerde ise kum-mil birikmesi olur. Bundan dolayı akarsu biriktirmesi ile oluşan yer şekillerinin yapısı incelendiğinde akarsuyun akımı ve akım düzeni (rejimi) hakkında genel bilgileri elde edebiliriz.
AKARSULARDA BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
1.BİRİKİNTİ KONİSİ (YELPAZESİ)
Dağ yamaçlarından inen suların , eğimin azaldığı dağ eteklerinde taşıdığı materyalleri biriktirmesi ile oluşan yer yüzü şekilleridir.
2.DAĞ ETEĞİ OVASI
Birikinti konilerinin birleşmesi sonucu oluşan hafif dalgalı düzlüklere denir. İç Anadolu Bölgesi'nin kuzey ve güneyindeki dağ eteklerinde bu şekilde oluşmuş düzlükler vardır.
3.DAĞ İÇİ OVASI
Etrafı dağlarla çevrili çukur alanlara inen akarsu ve derelerin taşıdıkları malzemeleri yatak eğimlerinin azaldığı yerde biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir. Bu tür düzlükler Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaygındır
4.DELTA OVASI
Akarsuların taşıdığı materyalleri denize döküldüğü yerde biriktirmesiyle oluşan düzlüklerdir.
Ör: Çukurova, Bafra, Çarşamba, Göksu (Silifke) gibi. Ayrıca Ege Bölgesi'ndeki çöküntü ovalarından denize dökülen akarsu ağızlarında da delta oluşumu vardır.
DELTA OVASI OLUŞABİLMESİ İÇİN:
-
Döküldüğü deniz sığ olmalı (kıta sahanlığı geniş olmalı) .
-
Kıyı akıntısı olmamalı.
-
Bol miktarda alüvyon taşınmalı. Yani akarsu havzasında erozyon fazla olmalıdır.
-
Gel-git olayı kuvvetli olmamalı.
-
Okyanus kıyısından denize dökülen hiç bir akarsu döküldüğü yerde delta ovası oluşturamaz. Sebebi; gel-git genliğinin fazla olmasıdır.
Türkiye’de gel-git olayının etkili olmadığına kıyılarda oluşan delta ovaları delil olarak gösterilebilir.
5.SEKİ (TARAÇA)
Akarsuların önce biriktirmesi, sonra tekrar aşındırması ile oluşan basamak şeklindeki düzlüklerdir.
Sekiler eski vadi tabanlarıdır.
Akarsuyun tekrar aşındırma yapabilmesi için: Akım yükselmesi veya taban seviyesinin alçalması gerekir.
Deniz seviyesine yaklaşan akarsuların taşıdığı maddeleri yatağı çevresinde biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
Bu ovalar üzerindeki akarsular menderesler yaparak denize ulaşırlar. Çoğu yerde deltalarla iç içedir.
Deltalardan ayrılan yönü kara üzerinde birikme ile oluşmalarıdır.
Bu şekilde oluşmuş düzlükler Ege Bölgesi’nde vardır.
7.IRMAK ADASI
Akarsu yatak eğiminin azaldığı ve yatağın genişlediği yerlerde taşınan alüvyonların yatak içinde birikmesi ile oluşur.
TÜRKİYE AKARSULARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
-
Yatak eğimleri fazladır.
Bunun sonucunda;
-
Akış hızları fazladır.
-
Aşındırıcı etkileri fazladır.
-
Enerji potansiyelleri yüksektir. Hidroelektrik enerji potansiyeli en yüksek olan bölgemiz Doğu Anadolu, en az olan bölgemiz ise Marmara'dır.
-
Ulaşıma elverişli değillerdir.
-
Rejimleri düzensizdir.
-
Akımları düşüktür. Yağışların az, havzalarının dar olmasından dolayı.
-
Boyları kısadır. Türkiye’nin bir yarım ada olması ve dağların kuzeyde ve güneyde kıyıya paralel olmasıdır.
-
Denge profiline kavuşmamışlardır. Bu durum Türkiye’nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasındandır.
-
Ulaşıma elverişli değildirler. Yatak eğimlerinin fazla ve akımlarının düşük olmasından dolayıdır. Üzerinde kısıtlı da olsa ulaşımın tek yapılabildiği akarsuyumuz Bartın Çayıdır.
-
Akarsularımızdan daha çok enerji üretiminde, içme ve sulama suyu elde edilmesinde yaralanmaktayız. Ayrıca balıkçılık ve turizmde yararlanmaktayız.
- Akarsularımız rafting yapmaya elverişlidir. Bu konuda en elverişli akarsular Doğu Anadolu Bölgesi’ndedir. En elverişsiz bölgeler ise Marmara ve Ege Bölgeleridir